Ara 12, 2025
Türkiye’de Yeni Projeler mi, İkinci El Gayrimenkul mü?
Türkiye, gayrimenkul yatırımları açısından uzun süredir yabancı yatırımcıların en çok tercih ettiği ülkelerden biri olmaya devam ediyor. Ancak 2025 yılının sonuna gelindiğinde temel soru artık yatırım yapmalı mı değil, nasıl ve hangi stratejiyle yatırım yapılmalı sorusuna dönüşmüş durumda. Günümüzde yatırımcılar giderek daha olgun ve stratejik bir yaklaşım benimsiyor: yeni projeler mi yoksa ikinci el gayrimenkul mü tercih edilmeli ve hangi hedef doğrultusunda? Piyasa olgunlaştı. Mevzuat daha sıkı hâle geldi, geliştiriciler arasındaki rekabet arttı ve kiracı davranışları değişti. 2026 perspektifinde yatırımcılar artık metrekare başına en düşük fiyatın peşinde koşmaktan ziyade öngörülebilir gelir modellerine, likiditeye ve profesyonel yönetilebilirliğe odaklanıyor. Bu bağlamda Türkiye’de yeni projeler ile ikinci el gayrimenkul arasındaki tercih artık basit bir karşılaştırma olmaktan çıktı. Türkiye’de Yeni Projeler: Değer Artışı, Standartlar ve Zamanlama Türkiye’deki modern yeni projeler artık yalnızca “yeni bina” anlamına gelmiyor. 2024–2025 döneminde piyasa; güvenlikli siteler, yüzme havuzları, fitness ve SPA alanları, otoparklar ve baştan planlanmış yönetim sistemi sunan projelere net biçimde yöneldi. Antalya ve Alanya’da özellikle yabancı yatırımcılar arasında yeni projelerin payı hâlâ yüksek. Bunun temel nedeni, bu tür projelerin kiralama için daha kolay adapte edilebilir olması, profesyonel yönetim altında ölçeklenebilirliği ve gelecekteki gelir potansiyelinin daha net şekilde analiz edilebilmesidir. Yeni projelerin en önemli avantajı erken aşamada alım fırsatıdır. 2025 yılı sonu itibarıyla, inşaatın başlangıç aşaması ile anahtar teslim aşaması arasındaki fiyat farkı hâlâ %20–30 seviyelerine ulaşabilmektedir. Bu nedenle yeni projeler, sermaye değer artışı arayan yatırımcılar için önemli bir araç olmaya devam etmektedir. Ancak piyasa artık daha seçici. Yatırımcılar geliştiricinin geçmiş projelerini, arsa durumunu, ruhsatları ve finansal gücünü titizlikle inceliyor. Ayrıca birçok yeni proje gelişmekte olan bölgelerde yer aldığı için, ilk yıllarda kira talebi oturmuş semtlere kıyasla daha düşük olabilir. Bu da yatırımcıdan sabır ve doğru planlama gerektirir. İkinci El Gayrimenkul: İstikrar, Lokasyon ve Hızlı Getiri 2025 itibarıyla Türkiye’de ikinci el gayrimenkul kavramı yalnızca eski binaları kapsamıyor. Son 5–10 yıl içinde inşa edilmiş, modern standartlara sahip ve oturmuş bölgelerde bulunan konutlar da bu kategoriye dâhil ediliyor. İkinci el konutların en güçlü avantajı lokasyondur. Denize yürüme mesafesi, tamamlanmış altyapı, ulaşım olanakları, okullar, kafeler ve marketler bu tip mülkleri her sezon talep gören yatırımlar hâline getiriyor. Yatırımcı açısından ikinci el gayrimenkul çoğu zaman hızlı başlangıç anlamına gelir. Mobilyalı ve hazır bir daire, satın alma işleminden kısa süre sonra kiraya verilebilir. Kiracılar için bina yaşı değil, temizlik, konfor ve sunulan hizmet kalitesi belirleyicidir. Bununla birlikte ikinci el piyasada detaylı inceleme şarttır. İskânı olmayan yapılar, eski tesisatlar veya hukuki eksiklikler hâlâ piyasada mevcuttur. Bu nedenle özellikle uzun vadeli gelir ve yeniden satış hedefleyen yatırımcılar için profesyonel danışmanlık kritik öneme sahiptir. 2025 Sonu İtibarıyla Fiyatlar ve Piyasa Dinamikleri 2025 yılının sonunda yeni projeler ile ikinci el gayrimenkuller arasındaki fiyat farkı belirginliğini koruyor. Antalya’daki yeni konut projelerinde metrekare fiyatları ortalama 42.000–45.000 TL seviyelerine yaklaşırken, ikinci el piyasasında bu rakam çoğunlukla 30.000–35.000 TL bandında seyrediyor. Ancak günümüzde yalnızca metrekare fiyatı yatırımın gerçek değerini yansıtmıyor. Yeni projeler genellikle değer artışı potansiyeliyle öne çıkarken, ikinci el gayrimenkuller istikrarlı kira geliri ve yüksek likidite sunuyor. Bu nedenle birçok yatırımcı her iki modeli bir arada kullanarak dengeli portföyler oluşturuyor. 2026’ya doğru piyasa, mülkün yeni ya da eski olmasından ziyade gelir potansiyelinin ne kadar öngörülebilir olduğu, işletme maliyetleri ve satış kolaylığı gibi kriterleri daha fazla önemseyecek. Hukuki Boyut: Riskler Nerede? Hukuki açıdan iki segment arasında ciddi farklar bulunur. Yeni projelerde yalnızca tapu değil, projenin tamamı incelenmelidir: ruhsatlar, yapı izinleri ve geliştiricinin mali yapısı büyük önem taşır. Son yıllarda denetimler sıkılaşmış olsa da, teslim gecikmeleri hâlâ olasıdır. İkinci el gayrimenkulde ise tapunun temiz olması, borç bulunmaması ve doğru kayıtlar ön plandadır. Ayrıca binanın teknik durumu ve güncel deprem yönetmeliklerine uygunluğu da göz önünde bulundurulmalıdır. Bu noktada profesyonel yönetim şirketleri yalnızca aracı değil, risk yöneticisi rolünü üstlenir. Qoople olarak, ilk incelemeden başlayarak mülkün kiralama ve yönetim sistemine dâhil edilmesine kadar tüm süreci uçtan uca yönetiyoruz. Hangi Seçenek Kime Uygun? 2025 sonu itibarıyla net bir tablo ortaya çıkıyor: tek bir doğru seçenek yok. Sermaye artışını hedefleyen ve beklemeye hazır yatırımcılar genellikle gelişmekte olan bölgelerdeki yeni projeleri tercih ediyor. Düzenli ve hızlı kira geliri isteyenler ise denize yakın ikinci el konutlara yöneliyor. Kendi kullanımını planlayan aileler, oturmuş bölgelerdeki ikinci el konutları daha cazip buluyor. 2–3 yıllık yatırım perspektifine sahip olanlar ise değer artışı potansiyeli net olan yeni projeleri tercih ediyor. Burada belirleyici unsur, mülkün türü değil yatırım stratejisidir. Sonuç: Önce Strateji 2025–2026 döneminde Türkiye’de yeni projeler ile ikinci el gayrimenkul arasındaki tercih, hangisinin daha iyi olduğu sorusu değildir. Bu tercih; hedefler, yatırım süresi ve yatırımcının sürece ne kadar dâhil olmak istediğiyle ilgilidir. Yeni projeler yüksek değer artışı ve modern standartlar sunar, ancak sabır ve titiz inceleme gerektirir. İkinci el gayrimenkuller hızlı gelir ve lokasyon avantajı sağlar, fakat hukuki ve teknik kontrol şarttır. Qoople, yatırımcıların bu kararları bilinçli şekilde almasına yardımcı olur. Piyasayı içeriden tanır, tüm süreci yönetir ve gayrimenkulün gerçekten çalışan bir yatırıma dönüşmesini sağlayan stratejiler geliştirir. Bu çerçevede “yeni proje mi, ikinci el mi?” sorusu bir ikilem olmaktan çıkar ve 2026’ya uzanan sağlam bir yatırım modelinin parçası hâline gelir.
Bilgi
|
Oku 5 min.